24.4.11

Karikatür Tüketicilerin Hizmetinde

Karikatürün tüketicisi kimdir? Bir başka ifadeyle, para verip karikatürü alanlar kimlerdir? Karikatürün "tüketim objesi" olarak karşımıza çıktığı üç alan sayılabilir; gazeteler, mizah dergileri dışındaki dergiler, mizah dergileri ve karikatür albümleri.

Bir gazeteyi sadece karikatürcüsü için alanlar olabileceği düşünülebilir ancak kural olarak karikatür gazeteyle birlikte gelir. Dolayısıyla gazete okuyucusu karikatür tüketicisidir ancak bunu "gazete dolayısıyla", yani dolaylı bir biçimde yapar. Mizah dergileri dışındaki dergilerde çizen karikatürcüler için de durum aynı. Rakamlar karikatür albümü satışlarının da sınırlı olduğunu gösteriyor, yani karikatür albümleri bir tüketim mecrası olarak görülebilir ancak ana damar değil. Ana damar kuşkusuz mizah dergileri.

Günümüzde iletişim teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte bu mecralara yenileri eklendi. Özellikle internetin yaygınlaşmasıyla birlikte karikatür "görsel bir sos" olarak web sayfalarında yer bulmaya başladı. Bu alanda uzmanlaşmış karikatür satan siteler var. Internet ortamında ücretsiz görsel malzeme bulmak bu kadar kolayken bu siteler gerçekten para kazanabiliyorlar mı, bilmiyorum ama bunun karikatür için yeni bir tüketim mecrası olduğunu not etmemiz gerek.

Tabii bir de bütün bunlara ek olarak son zamanlarda karikatürcülere ciddi paralar kazandıran "merchandise" işini hatırlamalıyız. Popüler karikatür tiplerinden üretilen eşyalar hem dünyada hem Türkiye'de her zaman alıcı buluyor.

Leman mizah dergisinin kafeler ve restoranlar zincirini de yazmazsam eksik kalır. Kuşkusuz bu başka bir tüketim alanı ancak yeme-içme sektöründeki bu girişimlerde karikatürün de dolaylı yoldan tüketildiği veya karikatürden faydalanıldığı da bir gerçek. Duyduğum kadarıyla İstanbul'da diğer mizah dergilerinin de benzer girişimleri varmış...

  
Cartoonbank
Cartoonbank.ru
Cartoonbiz
Cartoon Resource
CartoonStock

14.4.11

Pablo Auladell

Pablo Auladell, İspanya'dan bir yetenek.

13.4.11

Alfredo Cáceres

Alfredo Cáceres Şili'li bir çizgi ustası.


12.4.11

Sergio Aragones'in Sözsüz Dünyası

Sergio Aragones'in MAD dergisinde yayımlanan en iyi çalışmalarını bir araya getiren "MAD’s Greatest Artists, Five Decades of His Finest Works" kitabını inceliyorum. Aragones ilk tanıdığım karikatürcülerden biri; çizgisine ama daha çok da zekasına hayran olduğum bir sanatçı. Aragones karikatürlerinde yazı kullanmıyor ya da çok sınırlı biçimde kullanıyor. Bir röportajında açıklamıştı; bunun iki nedeni varmış: Birincisi, sanatçının pandomim sanatına düşkünlüğü. Kendisi de uzun yıllar pandomimle uğraşan Aragones yazısız karikatürlerinde bu tecrübesinden yararlanmış. İkincisi, Aragones Meksika'dan Amerika'ya göç ettiğinde iyi İngilizce bilmiyormuş; bu yüzden mecburen yazısız karikatürler yapıp dönemin popüler mizah dergisi MAD'in kapısını çalmış. O gün bu gündür yazısız çiziyor Aragones.

Karikatürcülerin yaşam koşulları, mesleki geçmişleri çizgi üsluplarını etkiliyor. Örneğin, modern çizgi romanın kurucusu sayılan Rodolphe Töpffer'in, gözleri ileri derecede bozuk olduğu için kendine özgü bir desen geliştirdiği biliniyor (David Kunzle, Father of the Comic Strip, Rodolphe Töpffer, University Press of Mississippi, 2007). Saul Steinberg'in geometrik çizgilerinde aldığı mimarlık eğitiminin (Joel Smith, Saul Steinberg, Illuminations, Yale Universiy Press, 2006); Cemal Nadir'in yumuşak çizgilerinde ise profesyonel olarak uğraştığı hat sanatının etkisi olduğu söyleniyor (Turgut Çeviker, "Cemal Nadir'in Konumu", Karikatür Üzerine Yazılar, İris Yayınları, 1997).

11.4.11

Büyük Usta Folon'dan Bir Yılbaşı Kartı

Bir Film Afişi, Bir Kitap Kapağı; Benzerlikler


Kırmızı-Siyah Film Afişleri

Kırmızı ve siyah yan yana büyülü bir görsellik yaratır; aşağıdaki film afişlerinde olduğu gibi...




Crumb'ın Kadınları

Aslında Türkiye'deki sansürcü zihniyete çok kızdığım için son "Blogspot" yasaklarından sonra bu günlükleri tutmamaya veya bir başka biçimde tutmaya karar vermiştim. Sonra düşündüm, yapılmış bir şeyi yıkmanın anlamı yok; kaldığım yerden devam ediyorum.

Robert Crumb'ın kadın portrelerini derlediği "Gotta Have 'Em" (Greybull Press, 2003) isimli kitabını inceliyorum. Crumb, "underground comix" ekolünün en önemli temsilcilerinden biri. Yazdıkları çizdikleri kadar özel yaşamıyla da ilgi çekmiş bir sanatçı. Çizgilerinde ve (belki de çizgilerinde olduğundan daha fazla) gerçek yaşamında kadınlara düşkün. Bu satırları yazarken bizden Nehar Tüblek, Ali Ulvi Ersoy ve Bedri Koraman geliyor aklıma... Ne kadar doğru bilinmez ama bu çizerler için "Tef ve Dünya Karikatüristleri Albümü"nde şunlar yazıyor: Nehar Tüblek için: "Nehar Beşiktaşlıdır ve on dört yaşından yukarı bütün kızlara aşıktır." Ali Ulvi Ersoy için: "Kazanova'nın maceralarına sadece dudak bükmekte ve 'Benim yanımda ne kadar zavallı kalıyor' demektedir." Bedri Koraman için: "Bedri, Kazanova'ya dudak büken Ali Ulvi'nin izinden yürümekte ve bir hayli alaka toplamaktadır."

Crumb, kadınlara farklı bakıyor; belli fiziksel özelliklere sahip kadınlardan hoşlanıyor anlaşılan; çizeceklerini seçiyor; çizdiklerini kendi fantezi dünyasında yeniden yaratıyor. "Crumb'ın Kadınları" gerçekten ayrı bir başlık altında incelenmeyi hakediyor...