Turgut Çeviker'in Kemal Gökhan Gürses ile Yaptığı Söyleşi'den:
Kaynak: Kemal Gökhan Gürses, Aslında Bunların Hepsi Hikaye, Joker Yayınları, İstanbul, 1991, s. 11.
Genel olarak sanatta, özel olarak karikatürde üslup sorunu beni çok ilgilendiriyor. Kemal Gökhan Gürses'in yukarıda aktardığım sözleri büyük ölçüde benim çizgi anlayışımı özetliyor. Çizgilerimi postaladığım blogun girişine şunları yazmıştım:
ÇEVİKER: Senin çizgin etkiler açısından ipucu vermiyor. Batı'dan kimleri seviyorsun? Bizde hiç alışılmadık bir çizgin var. Engin Ergönültaş ta öyleydi. Çizgi ve biçemini oluşturmada süt emdiğin net isimler var mı?
GÖKHAN: Br tek çizgim olduğu doğruysa ki, sanıyorum öyle, bu beni korkutuyor. Stilize olmanın yoludur bu. Çizgi stilize olduğunda doyar. Yetkinleşmesi bir yana kapalılaşır. Desen çizerin karakteridir. Ancak çizer gerekirse bu karakteri bile zorlamalı, yeni boyutlarda, kimi kere sıfırdan başlayabilmeli, kanısındayım. (Adam Sanat, Haziran 1988)
Kaynak: Kemal Gökhan Gürses, Aslında Bunların Hepsi Hikaye, Joker Yayınları, İstanbul, 1991, s. 11.
Genel olarak sanatta, özel olarak karikatürde üslup sorunu beni çok ilgilendiriyor. Kemal Gökhan Gürses'in yukarıda aktardığım sözleri büyük ölçüde benim çizgi anlayışımı özetliyor. Çizgilerimi postaladığım blogun girişine şunları yazmıştım:
"Eflatun Nuri'nin (Oğuz Aral'ın, Şadi Dinççağ'ın ve bir sürü başka çizerin) iki çizgisi vardı; bir tanesi grafik-mizah türü karikatür çizmek için, diğeri popüler karikatür çizmek için... İkisi birbirine karışmaz, ikisi ayrı mecralarda akar giderdi... Bu bana hep doğru gelmiştir. Üslubu çizer değil, konu yaratır. Bir başka ifadeyle, her konu kendi gerekliliklerini çizere dayatır... Ne zaman ki çizer üslup kaygısına düşer, eserini kendi kişiliğiyle çerçevelemeye çalışır; o zaman konu silikleşir, görünmez olur... Bu sadece benim tercihim değil! Ben Uzak Doğulu minyatür sanatçıları gibi düşünüyorum: Sanat eserini yaratan olabildiğince yarattığı eserin önüne geçmemeye özen göstermeli. İmzayı kaldırdığınızda eserin kime ait olduğunu dahi bilememelisiniz... Aynı bedende birden fazla sanatçı yaşamalı, her konu kendi çizerini yaratmalı... Kuşkusuz bu çok zahmetli bir tercih ama fikrimce yaratıcılığı, üslup adına, klişelere, kalıplara, şablonlara hapsetmek sanata büyük haksızlık... Sanatçı gider, eseri kalır! Bu yüzden çizdiklerime genellikle imza atmam. Daha da önemlisi, her çizdiğimde yeni bir üslubun kapılarını zorlamaktan çekinmem... "
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder